Biraz da gülelim dedik ve sizlere gülerken ibret alacağınıza inandığımız bir kaç fıkra ile geldik. Hadi şimdi gelin hep beraber gülerken biraz da düşünelim. İşte ilk fıkramız:
Biraz da gülelim
Bir köpek bu kadar değerli olur
Çok kıymetli bir köpek evden kaçmış. Sahibi oturduğu küçük kentte çıkan yerel gazeteye bir ilan gönderip, köpeği bulup getirene 10.000 dolar ödül vaadetmiş. Fakat gönderdiği ilan gazetede çıkmamış. Öfkelenen adam doğruca gazete yönetimine gitmiş.
-İlan servisi şefiyle görüşmek istiyorum.
Orda duran bir çalışan:
-Dışarda efendim, demiş.
-Peki ya yardımcısı?
-O da yok.
-O halde yazı işleri müdürüyle konuşayım.
-O da dışarıda.
-Peki… Gazetenin sahibi?
-O da burada değil…
-İnanılır gibi değil! Nerede bunca adam?
-Köpeğinizi aramaya gittiler efendim.
Biraz da gülelim de ikinci fıkramız:
Biz de onlara yaklaşıyoruz
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe
gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
– 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
– Biz de onlara yaklaşıyoruz.
biraz da gülelim dedik ve üçüncü fıkramız
Aksakallı
Varna Savaşı’nda muharebe meydanında gezen II. Murat, düşman askerlerinin
hep genç olduğunu görür. Komutanlarından birine sorar.
“Garip değil mi? Bu kadar ölünün içinde hiç aksakallı görmedim. Hepsi
genç, hepsi taze!” Komutan şu cevabı verir:
– Padişahım! İçlerinde bir aksakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelir
miydi?
hep sıkıntı olacak değil ya birazda gülelim ve buyurun
Bilmek mi Bilinmek mi
Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle,
dünya çapında bir şahsiyet olan İbnül emin Mahmut Kemâl (İnal) a sormuşlar:
– “Sizdeki bilginin çok azına sahip olmalarına rağmen sizden çok daha fazla
tanınanlar var. Bunun sebebi nedir?”
Şöyle cevap vermiş:
– Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için!
Sen de yani diyerek biraz da gülelim dedik ve şimdilik yeter dedik
Şair Ebu Dellame ile Halife Mehdi arasında şöyle bir olay yaşanmıştır:
Ebu Dellame, Abbasi hükümdarlarına bir kaside takdim eder. Halife kasideyi
pek beğenir:
– Sana bu kasiden için ne hediye vereyim?
– Efendimiz bendeniz bir av köpeği isterim.
– Bu kadar güzel bir kasidenin hediyesi bir av köpeği olur mu?
– Efendim kulunuz böyle istiyor.
Halife Mehdi işe şaşar, ama şairi de kırmak istemez:
– Peki, istediğin gibi sana bir av köpeği versinler.
– Fakat Efendim bendeniz ava ne ile gideceğim?
– Hakkın var bir de at versinler.
– Ata nasıl bineceğim?
– Doğru, güzel bir eğer takımı da versinler.
– Efendimiz ata kim bakacak?
– Haklısın, bir de köle versinler.
– Ama Efendim ben atı nerede barındıracağım?
– Bir de ahır versinler.
– Köleyi nerede yatırayım?
– Bir ev versinler.
– Bu kadar halkı ne ile doyuracağım?
– Bin altın da haçlık versinler.
– Efendim.
Halife Mehdi şairin sözünü kesmiş:
Eğer masrafı idare etmek için, hesapları tutmaya bir de muhasebeci istersen
köpeği geri alırım ha!..
Şanssızlığın Bu Kadarı dedik ve biraz daha Gülelim
Adamın biri bara oturmuş 1 bira söylemiş. Kara kara düşünmeye başlamış. Kapıdan baba yiğit bir adam gelmiş masasına oturmuş birasını içmiş ve sormuş. Hayırdır birader ne düşünüyorsun . Adam. ben ne bahtsızım demiş sabah karımla tartıştım karım beni boşadı. İşe geç kaldım patron beni kovdu. İşten çıktım yolda araba çarptı. Eve gidip karımla barışayım dedim karımı biriyle yakaladım. Kendimi öldüreyim dedim tabanca tutukluk yaptı. Asmaya karar verdim ip koptu doğal. Gazla öleyim dedim faturayı ödememişim fare zehiri alıp geldim bira bardağıma koydum onu da sen içtin of ki ne Of
Fatih Sultan Mehmet ve dilenci
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir
altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir
mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Adem’in çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.
Sultan Fatih:
-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz
de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.
Selamun Aleyküm
Allah Razı Olsun Tebessum Ettirdiniz
En Kalbi Duygularımla Selamlar
Hem güldüren, güldürürken de düşündüren bu tarz fıkra ve nükteleri de paylaşıma sunduğunuz için teşekkür ederim. Ben en çok Halife Mehdi fıkrasını beğendim çok akıllıca)). En kısa zamanda ben de o taktiği kullanarak bi köpek edinicem)) Ayrıca bu kadar fıkra ve nüktede tek bir kedi kelimesi geçmezken, profilde gülen bi kedi resmi olması yazınıza farklı bi espri katmış. Tekrar teşekkürler..
Gulduren,dusunduren ve nasihat niteliğinde fıkralar hepsi birbirinden guzel..zekice verilen cevaplar…ozellikte fatih sultan mehmetin verdiği,bilmek ve bilmemekte oldugu gibi.sanssızlık olarak dile gelen fıkrada da nasip ve kismetin oldugunu adınada sanssızlık konuldugunu.nasıl tevafuk un adını tesaduf konuldugunu gibi:)) emeğine yureğine saglık abim…