Bu bir itiraftır ilk dinlediğimde beni gerçekten benden alan mükemmel ötesi diyebileceğim bir şiirdi. Ben de bu duygulara hitap eden şiiri sizlerle paylaşmak istedim. Dilerim beğenirsiniz
Bu Bir itiraftır
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif Edemeyeceğimi biliyorum. Ulaşılmaz oldun hep.
Dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir Yalnızlıktı payımıza düşen.
Payıma düşen her şeyi erteledim. Ama erteleyemediğim bir şey vardı, sana benziyordu. Su olsan dokunduğumda Bozulurdun, bozulmayan bir şey ‘din Sen.
Gidilecek bir yer Olsa sonu olurdu, sonu olmayan bir şey ‘din Sen,
uykuda Görülecek bir rüya olsa uyanırdım, beni rüyamdan Uyandırmayacak bir şey ‘din Sen.
Simsiyah saçların olsun istiyorum, ama kapkara bir bahtın değil.
O gün seni gözlerinden, Anavatan’ımdan, üç ırmağın birleştiği yerinden öpeyim desem, aklıma ırmaklar gelir.
Düşün ki yılan dağından aşağı doğru iniyoruz ve dünyada sadece iki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz.
öyle Bir şey’sin sen..
Seni düşündükçe yoruluyorum desem Dünya’nın en büyük yalanı olur. yalanım yok.
Bu günden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi.
Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık, yaşamak isterken her şeyi
Bu gün şarki söylüyorsam, o gün şarki değil, şarkı gibi seni yaşamak isterim sevdiğim.
Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak kokuyordu hep.
Gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın bana, bazen suç gibi boynumda taşıdım seni.
Yedi telli sazımla bile tam anlatamadım Sen’i, Sen bir uçurum gülüydün.
Ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm, yasaların bile tanımlayamadığı bir şey ‘din Sen. Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun.
Uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle Hatırlardım. Bana hep kendimi hatırlatan bir şey’sin Sen.
Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama bugün değil, yarın gibi bir şey’sin Sen.
Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda. Kabul ediyorum, dünyaya bu kalsın, ama sen bilme.
Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin..
bilme
Bu gün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden.
Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan,
yine de istiyorum Sen’i.
Sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için
Defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot Olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni.
Dağları delmiyorum Ferhat gibi inmek istiyorum oralardan sadece. Hepiniz gibi. Aynada saçlarımı taramak, ”günaydın” der gibi, sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum sana.
Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar… bana yetmiyor. Her şarkımda sana bir adim daha yaklaşmak istiyorum. Bir başka dilden seviyorum BeN Sen’i.
Kırmızıdan daha uzun olan gelincikler gibi, bir mevsim değil, dört iklim, köşe dört bucak,
Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok.
Bir kentin ortasında çığlık çığlığa bağırarak tek başıma kalsam da yine seviyorum Sen’i. Bu bir suç duyurusudur. Ve evet bu bir itiraftır. Kendimi ihbar ediyorum;
Ben Sen’i seviyorum..
Bence sevgiliye hasret bu en guzel sekilde anlatilmis sevilen kisi bence sansli sanirim ona yazilmis belkide oda cok seviyordur onu bu nu okuyunca ne sansli dedim sanki Kiskandimm her seven boyle olsa Yureginize saglik devamini bekliyoruz
Merhaba NAKKAS gene tek solukta okunan ve okundukça daha çok okuma isteği olan ve yine mükemmel dizelerin bir araya gelerek duyguları muhteşem anlatan bir şiir. Vallahi ne diyeyim bilemiyorum ne mutlu böyle aşkları yaşayanlara. Sahi bu zamanda bu aşkları yaşayan var mıdır acaba? Hoş benim ki de soru ateş olmayan yerden duman çıkar mı hiç? Bunu yazan ellerinize ve emeklerinize sağlık. Yine harikulade bir eser.
Sevgili Mehtap aslında sorduğunuz soruya yine kendiniz ateş olmayan yerden duman çıkar mı diyerek cevap vermişsiniz. Fakat izniniz ile bir iki kelam da (her ne kadar işlerin yoğunluğundan dolayı geç de olsa) ben eklemek istiyorum. Bazı duyguları anlatmaya dil yetmediğinde genelde o duyguyu ifade etmekten kaçarak sanki bir kurtuluş arıyoruz kendimize. Oysa…bildiğim şeyi söylemek isterim, an gelir içimiz öylesine dolar ki onu boşaltacak bir dosta ihtiyaç duyarız. Fakat etrafımıza baktığımızda maalesef etrafımızda açılacak kadar güvenecek kimseyi bulamayız. İşte o an yüreğimizdeki acı önce gözümüzde yaş olarak dilimizde feryat olarak ordan da dizelere yansıyarak şiire dönüşür. İşte o zaman anlarız ki şiir dediğimiz bir söz kalabalığı değil, aslında bize dostluk ve arkadaşlıktan ziyade sırdaş ve içimizi Döktüğümüz yegane varlıkmış.Benim yaptığım da aslında o, yani içimdeki acıyı paylaştığım bir sırdaş. Dilerim okuyanlar da o gözle bakıp ne demek istediğimi anlarlar diyerek sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Sevmek duygusu ancak bu kadar güzel kelimelerle bir itiraf şeklinde söylenebilirdi.. Bu eşsiz paylaşım için yüreğinize, emeğinize, elinize sağlık. Nasıl birşeydir acaba bu kadar sevilmek? Az kıskanmadım desem yalan olur) Bu itiraflarınızın devamını bekliyoruz NAKKAS bilginiz olsun; takipteyiz..
Sevgili Zuhal sevgi öyle bir şeydir ki elle tutulmaz sözle anlatılmaz. Sevgiyi kalp yaşar ruh hisseder ise o zaman bazı kelimeler dilden dökülür. Nacizane bir kul olarak kutsal olan o sevgiyi yaşayan biri olarak ama acı ama tatlı o şerbetin tadına bakan biri olarak dilden dökülen bazı duyguları anlatabildiğim kadarı ile anlatmaya çalıştım. Anlatabildiysem ne mutlu bana. Birde şu olay var seven yaşar sevginin hissini, seven alır aşkın tadını. Zira sevilen almıyorsa işte o zaman bu sevgi ya da aşk platonikten öte geçemez. Ki benim yaşadığım da sanırım platonikti. Zira platonik olmasa sanırım sevdiğini söyleyen ettiği ihanetler gizlemek için iftiraların arkasına saklanmazdı. Neyse yorumunuza cevap vermek yerine hayat hikayemi anlatmaya başladım. Yorumlarınızın devamını bekler en içten dileklerim ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Nasılda güzel içten saf temiz ve net anlatmışsın sevgiyi… Bu kadar sevmek ya da sevilmek her kişiye nasip olmaz…. Rabbim yüzü değil yüreği güzel insanlarla karşılaştırsın… Emeğine sağlık NAKKAS…
Sevgili Basak Hoşça kal yorumuna verdiğim cevapta da belirttiğim gibi bazı zamanlar nefes alamadığımız anlarda karşımıza öyle bir sebep çıkar ki adeta bizi yeniden hayata döndüren hayat öpücüğüdür. işte burada yazılan şiir de açıkçası benim anlatamadığım duygularıma tercümanlık yapmış bir şiirdir. her zaman diyoruz ya bizim ilk ilkemiz dürüstlük,samimiyet ve şeffaflık diye işte bu şiir de bendenize ait değil sadece duygularıma tercüman olan bir şiir. Fakat hereye rağmen yapığın yorum için teşekkür eder yorumlarının devamınını dilerim
Ben sizin şiirlerinizi severek dinliyorum ve okurken kendimi şansli hissediyorum.çunki gunumuzdeki şarkilarda duydugumuz sozlerden alisik oldugumuz cumlelerden kendine has uslubuyla seçilen duygu dolu ve okudukça insani kendi içine alan,aşk ve sevgi dolu bi hayale goturen ,sevgiyi tum benligiyle hissetmeye muktedir olan bi insanin kalbinden kopa bilir bu guzel misralar.her satirinda aslinda sevmenin kendi başina bi dunya oldugunu anlatiyor.degerli paylasim için tesekkur ederim.her şiiriniz başka bi alem.bu kocaman yurege sahip olmak Yaradanin bi lutfu.sizin gibi degerli insanlar iyi var…