Kadınlarımıza, Annelerimize ve Toplumdaki Tüm Kadınlar; Bu yazım sizlere ufak bir hediye olsun. Kabul ederseniz Bize en Güzel hediye olur
Kadınlarımıza En içten sevgi ve saygılarımız ile
bu yazı 364 gün unuttuğumuz, her tür işkenceye maruz bıraktığımız, cinayetlere kurban verdiğimiz, ama nedense bir günlüğüne baş tacı yaptığımız kadınlarımıza.
Ya da 364 gün unuttuğumuz ama nedense bir günlüğüne anneler günü diyerek güya değer verdiğimiz kadınlarımıza.
Veya 364 gün unutup bir günlüğüne sevgililer günü adı ile sevgililer günü adı altında sevgilimiz olan kadınlarımıza ithaf edilmiştir.
Başkasını bilmem ama kendi şahsıma buna kişinin kendisini kandırması derim ben
ya da aklımızla oynadığımız mı;
yoksa göz göre göre kandırmak mı? Ne yapmaya çalışıyoruz Allah aşkına bilen ya da anlayan var mı?
Kendimize medeni diyen medeniyeti en üst sırada tuttuğumuzu sanan bizler, acaba medeni miyiz yoksa bedevi mi?
Öncelikle medenilik nedir bedevilik nedir hep beraber bir bakalım isterseniz: Medenilik; hak ve hukuka dayalı bir yaşam tarzı iken
bedevilik ise güce dayalı bir yaşam tarzıdır.
Şimdi; kadınlara verdiğimiz değeri bir kaç örnek ile inceledikten sonra şu medeni miyiz yoksa bedevi miyiz sorusuna hep beraber bir cevap vereceğiz.
Ama; O soruyu kendimize sorup yine kendimiz cevaplayacağız.
Geçen bir haber dinledim Türkiye’de kadıncağızlarımızın sadece
%27’si iş bulabiliyormuş. Vah vah ne üzüldüm ne üzüldüm 🙂
Ne olur güldüğüme bakmayın yazdıklarımdan sonra eminim siz de güleceksiniz ben gibi konuşmaya gelince; Kadınlar çiçektir böcektir güldür menekşedir diye bol keseden sallarız.
ama o nadide çiçeklere hatta, hatta dokunup kıyamadığımız nadideleri çalıştırmayı maharet sayarız.
Ha çalışmak derken bakalım nasıl çalıştırıyoruz o çok değer verdiğimiz çiçekleri yıllar önce leventte büyük denebilecek bir binanın duvarına asılmış bir afiş, ama ne afiş; cidden görmenizi isterdim.
Çok özür dileyerek üstünde sadece bir sutyen ve külot giydirilmiş bir kadın baktığınızda zar zor görebileceğiniz eline tutuşturulmuş küçük bir torba pirinç.
Özgürlük adı altında pazarlanan kadınlarımız
Koca bir konuşma şablonu içine yazılmış bir mesaj: ” beni yer misin?” şimdi; o reklama bakan biri gayri ihtiyari düşünecektir; kimi yiyeceğim diye pirinci mi; yoksa kadını mı?
Reklama baktığımızda dediğim gibi o pirinci görebilmeniz için bayağı bir çaba göstermeniz lazım, çünkü normal göz ile neredeyse görünemeyecek kadar ufak ama kadına baktığınızda her şeyi ile ortada.
Dolayısı ile cevabı size bırakıyorum,
yine levent bu sefer başka bir firmanın reklamı: koca duvarda bir afiş, afişte bir yatağa uzanmış yine sutyen ve külot giyindirilmiş bir kadın.
Ve konuşma şablonunda bir mesaj ” Benimle yatar mısınız?” Fe Suphanallah Ya hu Vallahi denecek söz bulamıyorum.
Allah aşkına onca değer verdiğimiz kadına görülen reva bu mu? onu duvar afişlerinde pazarlamak mı?
Sonra da utanmadan ve arlanmadan kadın haklarından dem vurmak mı? Bakın bu anlattığım iki örnek tabiri caiz ise ”En Medeni” iki örnek sadece.
Ama lafa gelince Türkiye’de kadınların sadece %27’si pazarlanıyor.
Pardon çalıştırılıyor, dolayısı ile bu rakamı arttırıp kadına daha çok hak hukuk tanınıp pazarlanması pardon çalıştırılması lazımmış.
Çünkü medeni toplumlarda bu oran çok daha yüksekmiş.
Hay sizin medeniyetinize de size de diyesi geliyor insanın. Benim inancımda kadına verilen değer hakkında bir iki cümle yazıp şimdilik bir virgül koyacağım.
Zira; açık konuşayım sadece bu konuyu anlatmaya çalışmak için ne zaman yeterli ne de bunu kaldırabilecek bir mideye sahibim
hepinizin de bildiği bir dua vardır namazın sonunda okunan Rabbena duaları.
Bunun ikinci kısmına bakacağız sadece Rabbenafirliy: Allah’ım beni af et. we livalideyye:Annemi ve babamı af et.
We lil Mu’miniyne:bütün MÜ’m in kullarını af et. yewme YeKumul HiSab:herkesin hesap vereceği o günden sana sığınırız
İyi bakın ve lütfen idrak etmeye çalışın. Biz bunu günde beş vakit okuyoruz. Yani 364 günde bir gün değil, günde beş kere bilmem yeterli mi..?
Eğer yeterli değil diyorsanız Dünya kadınlar günü…. Bildiğiniz gibi olsun.!!!
NAKKAS bir zaman müsait olmadığım zamanda en güzel yazıları kaleme almışsınız. Vallahi ne diyeyim eğer herkes sizin gibi düşünseydi o zaman anne anneliğini evlat evlatlığını kısaca her kes ne olduğunu bilir ve biz kadınlara bur eşya bir mal gözüyle değil birer kadın ve anne gözüyle bakılırdı. Harika bir noktaya dokunmuşsunuz tebrik ederim ve lütfen bu tür yazıları yazmaya devam edin ki birileri okur da birşeyler anlar belki
Sevgili Mehtap an vardır öyle bir şeyle karşılaşırsınız ki o an yapılması gerekiyordur
benim yaptığım da o. Malum konuları eklerken özellikle dikkat etmeye çalıştığım o an
içimden gelenlerin dışa yansıması ve o an dökülüyor duygular boğazdan dışarı
yoksa sizin gelme ya da gelmemenizle bir ilgisi yok …. inanın
ve ayrıca yaptığınız o güzel yorumlar için de teşekkürlerimi kabul ediniz lütfen devamının gelmesi
umudu ile en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Kadina degeri veren sadece islamdir islam haricinde kadini mal gorup satmak kadina siddet kadina iskence hersey var yaziklar olsun bu sistemeki bu duzen yuznden kadinlar bu halde kadina ozgurlugu sadece islam.verir onun disanda ki hersey yalan gercekten guzel yazi olmus ins devami gelir…
SevgiLi NAKKAS yazınızı okudum ve inanın mükemmel bir noktaya değinmişsiniz. Şöyle ki akşamları haberlerde izleyince o zamanlar belki göz ardı ediyordum. Fakat yazınızı okuduktan sonra aslında izlediklerimin bir kurgudan ileri gitmediğini gördüm. Şöyle ki kadın denen biz varlıklar İslam da öve öve bitirilemezken gerçek hayatta bir eşyadan farksız görülmediğimizi üzülerek gördüm.Dilerim bu yazıyı benden başka diğer bayanlar da okur ve paylaşır. Belki o zaman bizim de gerçek anlamda ne olduğumuz görülmüş olur. Yazılarınızın devamını diler başarılarınızın sürmesi temennisiyle